110’lu masanın Western Cape adayı: Vanlı Mehmet Vefa Dağ
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yaşayan yaklaşık 28 milyon seçmen, ülkenin yeni cumhurbaşkanını, eyalet başbakanlarını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecek. 29 Mayıs’ta gerçekleştirilecek genel seçimlerde, Vanlı siyasetçi Mehmet Vefa Dağ da ülkenin en büyük eyaletlerinden biri olan Western Cape’in başbakanı olmak için yarışacak.
Ülkenin en önemli siyasi partilerinden biri olan Land Party’in (Toprak Partisi) ortak adayı olarak seçime hazırlanan Mehmet Vefa Dağ’la, Van’ın Çaldıran ilçesinden Güney Afrika’ya uzanan hikayesini, siyasi hayatını ve seçim sürecini konuştuk.
‘İMAM HATİPLİ OLDUĞUM İÇİN KAYMAKAMLIK SINAVINDAN ELENDİM’
Dağ, Çaldıran’dan Western Cape’ye uzanan hikayesini şöyle anlatıyor: “Van İmam Hatip Lisesi mezunuyum. 1998 yılında Uludağ Üniversitesi’nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni birincilikle tamamladım. Aynı yıl kaymakamlık sınavına girdim. Sınavın ilk aşamasını geçtiğim halde, ikinci aşamada ‘imam hatipli’ olduğum için elendim. Bunun üzerine Niğde Üniversitesi’nde işletme dalında master yaptım ve buradan da birincilikle mezun oldum. Ardından İngilizce öğrenmek için 2001 yılında Güney Afrika’ya geldim ve burada yaşamaya karar verdim. 2006’da Güney Afrika vatandaşı oldum. Eşim Endonezyalıydı. Kendisini kanserden dolayı kaybettim. Üç çocuğum var. Çocuklarım Endonezya’da yaşıyor. Burada politika dışında ticaretle de uğraşıyorum. Tekstil ve yumurta toptancılığı yapıyorum.”
‘İLK ZAMANLARDA IRKÇILIĞA UĞRADIM’
Şu anda ülkenin en önemli siyasi partilerinden birinın başbakan adayı olan Dağ, Güney Afrika’daki ilk yıllarında kabul görmediğini ve ırkçılık ile karşılaştığını anlatıyor: “Burada öne çıkmak benim açımdan zorlu bir süreç oldu. Yabancı kökenli olduğum için ilk zamanlarda ırkçılığa uğradım. Yıllar içinde, bu ülkenin yerel dillerini onlar gibi konuşmaya başladım. Üç farklı yerel dili konuşabiliyorum. Bu durum, onların da hoşuna gitti ve zamanla beni kendilerinden biri olarak kabul etmeye başladılar. Böylelikle siyasi olarak da önüm açılmış oldu. 2016 yılında Cape Town’da belediye başkan adayı oldum. O zaman 7 bin 500 oy almayı başarmıştım. Kendi siyasi partimi ise seçimden sadece iki ay önce kurmuştum. Buna rağmen bu oyu alabildim.”
Dağ, Güney Afrika’da yıllar içinde birçok görevi de üstlenmiş. Kuils River ve Tafelsig Sanayi ve Ticaret Odaları’nın kurucu başkanlığını yapan Dağ, Cape Town Alternatif Sanayi ve Ticaret Odası’nda da başkanlık görevini aktif bir şekilde yürütüyor.
ÜÇ SİYASİ PARTİNİN KURUCULUĞUNU YAPTI
2016 yılında Al Shura (El Şura) Partisi, 2019 yilinda SA National Democratic Movement (Güney Afrika Ulusal Demokrasi Hareketi) ve son olarak 2023 yılında Truth ve Solidarity Movement (Hakikat ve Dayanışma Hareketi) partilerini kuran Dağ, politikaya atılma fikrinin “insanlar için ne yapabilirim” sorusu sonrası çıktığını ifade ediyor.
Güney Afrika’da yapılan seçim anketleri, 30 yıldır iktidarını koruyan Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) oy oranının ilk kez yüzde 50’nin altında kalabileceğinin sinyalini veriyor. 29 Mayıs’ta yapılacak olan seçim, ırkçı apartheid rejiminin sona erdiği 1994’te yapılan seçimlerden sonraki en kritik seçim olarak görülüyor. Bu nedenle, 7 milyonu aşkın nüfusuyla ülkenin en büyük eyaletlerinden biri olan Western Cape’ten çıkacak olan sonuç, ülke için büyük bir öneme sahip.
‘SEÇİM İTTİFAKINI TÜRKİYE’DE GÖRDÜM, BURADA UYGULADIM’
Dağ’ın vermiş olduğu bilgiye göre, Güney Afrika’da 1792 siyasi parti bulunuyor. Bu yönüyle ülke, en çok siyasi partinin bulunduğu ülkeler arasında yer alıyor. Seçime, Toprak Partisi çatısı altında 110 siyasi parti ittifak halinde girecek. Dağ, bu partilerin ortak adayı durumda.
Dağ, seçim ittifakı stratejisini Türkiye’de görüp Güney Afrika’da uyguladığını belirtiyor: “Burası demokrasinin en üst düzeyde yaşandığı ülkelerden birisi. Biz 110 siyasi parti olarak bir araya geldik. Bir seçim koalisyonu kurarak seçime girme kararı aldık. Bunu da Türkiye’de görmüştüm ve burada uyguladım. İttifakın uzlaştığı ortak aday ben oldum. Başbakan olmam için minimum 1,5 milyon oy almam gerekiyor. Bu oyu alabileceğimize inanıyoruz. Bu inançla gece geç saatlere kadar çalışmalarımızı yürütüyoruz.”
‘BURADA KURDUĞUM SİYASİ PARTİ, BİR MİLLİ GÖRÜŞ PARTİSİDİR’
Seçimi kazandığı takdirde, eyaleti Milli Görüş anlayışıyla yönetmek istediğini belirten Dağ, “Merhum Necmettin Erbakan hocamın çizgisinde büyümüş bir insanım. Burada kurduğum siyasi parti de bir Milli Görüş partisidir. Güney Afrika’da bu görüşü uygulamaya çalışıyorum. Şu anda ülke genelinde üye sayımız 2,5 milyonu geçmiş durumda. Fakat yeteri düzeyde maddi imkanımız olmadığı için, tüm ülkede seçime giremiyoruz. Yalnızca Western Cape eyaletinde seçime giriyoruz. Burada seçime imza sistemiyle giriliyor. En az 55 bin imza toplanması gerekiyor. Ben burada halktan alınan 200 bin imza ile seçime girmeye hak kazandım” diyor.
‘DİRİLİŞ ERTUĞRUL, SEÇİM KAMPANYAMA AVANTAJ SAĞLADI’
Türkiye, Güney Afrika’ya birçok televizyon dizisi ihraç ediyor. Şu sıralar ülkede en çok izlenen diziler arasında TRT yapımı olan Diriliş Ertuğrul dizisi de yer alıyor. Dağ, dizinin ülkede karşılık görmesinin kendisi açısından bir avantaj sağladığını söylüyor: “Güney Afrika’da, Diriliş Ertuğrul dizisi şu sıralar oldukça fazla izleniyor. Türkiye’den geldiğimi öğrenenler bana Ertuğrul Gazi gözüyle bakıyorlar. Kurtarıcı gözü ile bakıyorlar. Ayrıca burada Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) vasıtasıyla küçük işletmelere veya küçük gruplara destek veriliyor. Bu da benim için avantaj sağlıyor. TİKA’nın yaptığı çalışmalar, ‘Türkler hayırsever insanlardır’ imajını yaratarak benim önümü de açıyor.”
‘SEÇİM KAMPANYAMI KENDİ İMKANLARIMLA YAPIYORUM’
Seçim kampanyasını yürütürken maddi zorluklarla karşılaştığını ve tüm giderleri kendisi karşılamak zorunda kaldığını belirten Dağ, “Eyalette yürüttüğümüz seçim kampanyamı kendi imkanlarımla yapıyorum. Bizim üyelerimiz fakir insanlardır.
Biraz maddi gücümüz olsaydı, ülke genelinde seçime girebilseydik rahatlıkla ülkenin cumhurbaşkanı olabilirdim” diyor.
‘MANDELA İLE TANIŞMIŞ VE KENDİSİNE HAYRAN KALMIŞTIM’
Dağ, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi devlet başkanı olan Nelson Mandela’ya olan hayranlığını da şöyle anlatıyor: “Nelson Mandela’ya ‘özgürlük savaşçısı’ diyoruz. Onun gibi insanlar dünyaya çok az gelmiştir. Ben kendisi ile tanışmıştım ve hayran kalmıştım. Ondan öğrendiğim şey, bağımsızlığın insanın kalbinde olduğudur. Ondan önce, beyazların olduğu yere siyahiler giremiyordu. Mandela, ülkeyi bundan kurtardı.”
haber-konyaalti.com.tr